Kategoriler
Ivır Zıvır

Ateist(!) Atatürk ve İlkeleri

Yıl 2016.Evet, Atatürk’ün bedenindeki kalp en son 78 yıl evvel attı.Soğuk naaşı toprağa verileli tam 78 koca yıl.Bu büyük lider 78 yıl evvel saat 9’u 5 geçe veda ettiğinde tüm dünya yas tuttu.Image

Öyle bir lider düşünün ki bir zamanlar göğüs göğüse çarpıştığı insanlar bile o öldüğünde hüzün duysun arkasından.Şimdi gidin 78 sene öncesine. Bir lider düşünün,tarihin gördüğü en büyük komutan, ama benim asıl meziyetim öğretmenliktir desin.Asıl mesleğinin halkını eğitmek olduğunu söylesin.Öyle ya, alsın eline tebeşiri yazsın kara tahtaya alfabeyi meydanın ortasında, anlatsın tüm halka.Bu öyle bir lider ki,memleketin bir asır ötesinden bize haber versin.Dedikleri her şey bir bir yaşansın.

Düşünün ki savaşın ortasında,kan gövdeyi götürürken, tün dünya üstümüze çullanmışken dahi halkını medeniyet düzeyinin bir adım ötesine götürme hayalleri kursun.Bir asker, bir komutan düşünün, sadece Anıtkabir’de 4000 tane okuduğu kitap olsun not tutarak.Matematik kitapları yazsın,geometri terimleri üretsin.Üstelik bir de, ” Bir gün bilim ile benim sözlerim çelişirse bilimi seçin.” desin.sanıyorum ki böylesi lider de ancak Türklerden çıkarmış koca tarihte.

Image

Şimdi, tamam bitti sözlerim geri dönün günümüze.78 sene geçti demiştik. Yeni doğan bebeklerin torunları oldu o zamandan bu yana,O zamanki fidanlar koca çınarlar oldu. Savaşlar oldu, ölümler oldu.Nihayetinde geldik bugüne.Aradan nice zaman geçti. Evet, biz hala Atatürk ateist miydi, yahudi miydi,yok yok masondu diyoruz ve bunları tartışıyoruz. Malum önemli konular bunlar.

Birisi de çıtayı yükseltiyor Atatürk, Türk değildi diyor. ATA-TÜRK,ATA ve TÜRK.Şöyleyken böyleydi, böyleyken şöyleydi, bir şeyi unutuyoruz. Atatürk’ün ilkelerini konuşmayı. Fikriye Hanımı, Latife Hanımı televoledeki bol makyajlı sunucu edası ile çekiştirirken unutuyoruz işte Atatürk’ün ne demek istediğini. Es geçiyoruz Atatürkçülüğün özünü.

 
 
Evet 78 sene geçti. Tam 78 sene geçti birilerinin tabiri ile “Ateist,din düşmanı,yahudi” Atatürk öleli. Fak

Image

at hiçbirimiz konuşamadık onun fikirlerini.Konuşanın da sesi duyulmadı zaten. İşte geçti onca zaman ve onun dedikleri bir bir döküldü karşımıza. Tokat gibi birer birer çarptı suratımıza.Atatürk geldi aklımıza, Atatürk, evet haklıymış demişti zaten o dedik. Haklıydı değil mi? “Çok geçmeden Avrupa’da bir fırtına kopacak” dedi ve ölümünden sadece 1 sene sonra 2. dünya savaşı patladı.”Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. fikirlerini inkar edenler ve beni yerenler çıkabilir…”derken haksız değildi.Yıllar sonra unutturmak istediler onu. “Bu gün Rusya’nın elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni dengeye ulaşabilir, işte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir.” dedi ve onca yıl sonra Sovyet Rusya parçalanmadı mı? O dememiş miydi “En büyük tarikat,medeniyet tarikatıdır” diye? İşte şimdi o tarikatlardan çekmiyor muyuz?

Image

İşte, bir bir gerçekleşiyor dedikleri. İlahi bir güç mü bu? Elbette hayır. İleri görüşlü büyük bir önder bu. Büyük bir güneş ki Türk milletini ebediyen aydınlatacak. Hangi yolu seçersek seçelim, nereye kaçarsak kaçalım tüm kapılar onun dediklerine çıkmıyor mu? Onu fikirleri ilaç olmuyor mu en zor zamanlarımızda? Peki ya neden hala direniyoruz? Neye direniyoruz? İşte Türk Milleti’nin anahtarı orada, medeniyete ulaşan yol orada. İhtiyacımız olan fikirler,ilkeler önümüzde. Neden hala inkar ediyoruz?

Şimdi, aynı şekilde, yalnızca onun fikirlerine sığınarak ne yapacağını bilemez insanlara ne demeli? Keşke Atatürk geri gelse değil mi? Onun gibi bir lider olsa… Ne kadar çok duyuyoruz bu lafları.İyi de Atatürk sensin zaten be adam.Atatürk benim.Atatürk biziz. O çoktan tohumlarını Türk gençliğine, Türk milletine ekti ve yeşerecek yürekler bekliyor. Hepsi bu. O fidana iyi bakmak bizim elimizde. Onu büyütmek, koca bir çınar yapmak bizim elimizde. Zaten o da farklı bir şey :
“Eğer ülkeni kurtaracak bir lider beklemekteysen ben sana hiçbir şey öğretememişim.”
 
Yazıma ek olarak :
 
Image
Image
Image
Image
 
Kategoriler
Ivır Zıvır

Çelik Kanatlı Öğrencilerin Yuvası : Hava Harp Okulu -3-

Öncelikle serinin birinci ve ikinci yazısını da okuyun :
Sonra koşu sırası geldi.Ufaktan ısındık komutan gelmeden.Koşu başladı ve bu defa tempomu düzgün tuttum.Öyle ya da böyle koştum.Sona doğru pes etmek üzereydim.Nefesimi çok düzgün alıp verirken artık bırakmaya ve panik yapmaya başlamıştım.O sırada koşmayı bekleyen diğer öğrenciler tezahürat yaptı ve kendime geldim.İsmimi de bilmemelerine rağmen bağırdılar, “hadi beyaz şortlu, hadi dostum, koş az kaldı, bitirirsin, kazanacaksın…”Düşünsenize bu insanların sizi rakip görüp elemesi gerek.Ama size moral oluyor daha adayken. Beş saniye dağıldıktan sonra hızla toplandım.Son bir depar ile çizgiyi geçtim bağırarak.Bittiğinde yere attım kendimi.Karnımın ağrısı dayanılmazdı yeri yumrukladım. Başkaları da yerlerdeydi.Komutan adımı okudu, yerde elimi kaldırdım burda dedim do

Image

ğrulmaya ve güçlü durmaya çalışırken. Baktı bana, birkaç şey sordu.Ofladı bir.Düşündü.Astlarından bir komutan hafifçe eğilip geçsin komutanım dedi.Komutan bir baktı son kez.Elendin dedi. Nasıl tadım kaçtı bilemezsiniz. Sonra üzülmeyin,diğer harp okullarına gidin orada mülakatları mutlaka geçersiniz bu performans ile dedi.Ben hayır sadece bu okulu istiyordum dediğimde komutanın da canı sıkıldı.Herhalde o düşüncemi bilse geçirirdi. Sonrasında bizlere samimi bir şekilde başarılar dilediler. Moral verdiler. Bu yapmacık bir şey değil ama. Öğrenciler de komutanlar da çok ilgili ve yardımcı korkmanıza gerek yok.Ama elbette sonrasında o kadar güzel davranırlar mı bilemeyiz.

Bize bir kağıt imzalatıldı ve neden elendiğimiz yazıldı.Burada ne imzaladığınıza da bakın bir.Farklı sebeple falan elenmiş olmayın.Koşuda 79 saniye sonrasını elerler.Ama 80 ve kısmen 81 saniyeleri geçirdiler.Ancak ben 82,4 saniye ile bitirdiğimi gördüm.Yani belki iki adım erken bitirseydim şu an o okuldaydım.

Sonrasında ise benim çok rahat geçeceğimi düşündüğüm bireysel ve grup mülakatları var.Sizinle sohbet ediyorlar ve tavırlarınıza bakıyorlar.Her hareketinize.Sonrasında grup mülakatında ise sizin grupla olan uyumunuza ve liderlik olayınıza bakarlar. Şu topu şurdan şuraya düşürmeden taşıyın derler ama elbette biraz farklı bir sistem.Topun düşmesi değil aslında önemli olan. Orada önemli olan gruba liderlik edebilmeniz,uyumlu olmanız ve azmetmeniz.
ImageSonrasında ise genel sağlık kontrolüne gönderirler ve her şeye çok detaylı bakarlar.En ufak sağlık sıkıntısında elenirler.Ön sağlıkta da aslında detaylı bakılır.Asker doktorlar uzman.Adam steteskopla adayın kalbine bakıp kalbinin şurasında şu tip rahatsızlık var diyor o kadar anlıyor.Ama tam teşekküllü sağlık en son yapılır mülakatlar sonunda.

Sonra Yalova’da uçuş kampına götürürler.7 sorti uçuş yaptırıyorlar diye duydum.Bu uçuşlarda mideniz alt üst olacaktır.Bir iki kez kusarsınız görmezden gelirler ama zırt pırt kusarsanız, şekliniz kayarsa orada elerler.Nihayetinde de intibak eğitimi var ki burada arkadaşımın tabiri ile insanlığınızı unutun.Gerçekten ağır olduğunu söylüyorlar ve burada da büyük bir eleme oluyor.Ancak orada bir ay boyunca göreceğiniz eziyetin bir ay boyunca sizin maksimum kapasitenizi görmek adına yapıldığını unutmayın.Sabredin.2-3 hafta sürer intibak eğitimi.Bir aya kadar çıkar.Buraya girenler artık okulun öğrencisi olarak kabul edilir.Ama elemeleri de çok olduğunu unutmayın.

Ben koşuda elenmiştim. Bunun sonunda dışarı çıktığımda ailelerin de içerideki gibi aynı heyecanı taşıdığını gördüm. Herkes dayanışma içinde bizim gibi.Gelen çocuklara üzülüyor her biri.Elenen çocuğu kendi çocuğu gibi. Çocukları yıkılmış bi

Image

r halde çıkıyor çünkü.Ben bir parça daha dışarı yansıtmadım.İnsanlar buna güvenerek içeriden sorular sordu.Kendi çocuklarını sordular gördün mü diye.Çünkü kimisi mülakatları başarıyla bitirip okulun bir kısmında toplanırken kimisi daha psikomotrda oluyordu.İnsanlar çocuğu nerede öğrenmek istedi. Dışarıdaki o dayanışma çok özeldi.İçerideki kadar özeldi.

Şimdi, seneye üniversiteye gitsem de gitmesem de Hava Harp Okulu’na başvuracağım. Elenmek herkesi üzer fakat ben o ortamı belki de hayatımda bir defa yaşadım ve çok özeldi.Oraya gittiğim için hiçbir zaman pişman olmadım

 

Kategoriler
Ivır Zıvır

Çelik Kanatlı Öğrencilerin Yuvası : Hava Harp Okulu -2-

 

Image
Önce serinin birincisini okuyun.Daha sonra üçüncü yazıya geçin.
1.Seriyi Okumak İçin Tıkla
3.Seriyi Okumak İçin Tıkla
 

Psikomotor testi vardı sonrasında.Bu testte sizi bilgisayara oturtuyorlar.Farklı testler geliyor ardı ardına.Örneğin, X ve Y koordinatlarında sayıları girerek hedefleri vuruyorsunuz.Burada öncelik kırmızıların.Önce kırmızıları vurmanız gerek.Ve klavyede hızlı olun.Sonra size bir uçak görüntüsü veriyor üç boyutlu.Sol tarafta da yere göre konumunu ve yönünü seçmeniz istenir pusula ve göstergeden.Bu testte hızlı olun.El kol becerisini ölçen ve aynı anda birden fazla işi yapmanızı sağlayan birçok test var.Burada zihninizi sonuna kadar zorluyorlar ve bunu hissediyorsunuz. Benim çevremden ufak küfürler,oflamalar yükselmeye başladığında sadece benim zorlanmadığımı gördüm.Kimisi komutanı çağırıp bu bozuk dedi.Komutan inceledikten sonra sıkıntı yok devam et dedi. Bu testte ümitsizliğe kapılıp bırakmayın.Evet zor ama yapılabilir. Hızlı olun ve odaklanın.

Sonra kişilik testi var. Burada size günlük hayattan örnekler vererek onlarca soru soruyor ve işaretlemenizi istiyor size yakın olanı.Tüm sorular 4-5 özelliğinizi ölçmeye dayalı temel olarak.Liderlik vasfı, pes etmeme, çalışkanlık,disiplin ve bir iki şey daha.

Image

Sonucunda bunu da geçtim.Komutan mülakatı geçenleri okudu.Listede ben de vardım.Ancak büyük kısmımız elenmişti. Kimse mülakatı geçtiğine sevinmedi.Saygıyla sustu.Çünkü gidenlerin ne kadar yıkıldığı yüzünden belliydi.Onları üzmemek için sanki anlaşmışçasına sustuk. Kimse birbirini tanımıyor.Fakat sürekli yüreklendiriyor. Moral veriyor. O kaldığında üzülüyor. Bu çok özel bir dostluk.Ve sadece birkaç saatte oluyor. İnsanlar bu okulda beraber okuyacaklarını, yarın bir gün aynı filoda beraber uçup görev yapacaklarını düşünüyor ve kimseyi kırmıyor.

Peşinden spor mülakatları için okulun büyük spor salonuna götürüldük.Burada üç aşamalı bir test var. İlk ikisinde başarısız dahi olsanız elenmiyorsunuz.Sadece size ekstradan puan veriyor ve LYS sonuçları da açıklanınca üstüne katıyor.Sonra sıralama yapıp bir yerden sonrasını alıyor.İlk önce bir parkur vardı karşımızda. Bir takla atıp başlıyorsunuz, bazı engellerden hızlı bir şekilde geçiyorsunuz.Sonrasında ip atlıyorsunuz ve depar atıp çizgiyi geçiyorsunuz. Engellerde devirdiğiniz her çubuk sizden bir saniye düşecektir.Zıplarken duraksamayın mesela.Zıpla,dur,zıpla yapanlar aşırı zaman kaybı yaşadı. Sonra ip atlama kısmına gelirsek, çoğu kişi gibi ben de ip atlamayı bilmiyordum.Zora düşünce orada öğrendim birkaç dakikada.Siz de çok önemsemeyin.Düzgün atlamanız gerekmiyor.Beş kez atlayacaksınız, hızlıca geçin gidin.En son çizgiyi geçerken kendinizi yere atarak saniye kazanamazsınız.Sensörler ile ölçülüyor zaman.Bu sensörler yukarıda.Sizi görmezse süre durmaz.

Image

Sonra mekik ve barfikste asılı kalma durumu vardı. Bir dakika içinde mekik çekiyorsunuz. Ben hızlı hızlı yaptım.Kalan on saniye de üstüne dinlendim.Grupta en iyi yapan ikinci kişiydim sanırım.Ama bu büyük bir hata.Sonra karnımdaki ağrı yüzünden barfikste asılı kalamadım ilk düşenlerden oldum.Sonrasında o ağrıyı günlerce hissettim zaten. Koşuda da size kısa dinlenme hakkı veriyor.Bu arada hızlıca su içme şansınız var ama bir iki yudumu aşmayın.400 metre koşu önemli.79 saniyede bitirmeli erkekler.79 saniyede bitmezse elenirsiniz. Ben koşunun büyük kısmında 3. sırada koştum ve tempomu bozmadım.Ancak düzgün ayarlayamamışım belli ki sonlara doğru geriye düştüm.Gözlerim karardı, başım dönmeye başladı.Grupta birisi yarışı bırakıp kusmaya başladı.Öyle basit bir şey değil koşmak.Önceden düzenli antrenman size çok fayda sağlar. Sonrasında koşan gruplara da baktığımızda içlerinde çok fazla yarışı bırakıp kusan oldu. O öğle yemeğini de çok kaçırmayın.

 
Tabii yemeği spordan önce vermezler genelde ama denk gelebilir. Burada ilk koşuda başarısız oldum.İtiraz hakkınız var.Sonrasında başka bir komutan başınızda duruyor ve bir iki saat dinlenip,yemek yiyip tekrar koşuyorsunuz. Ancak bu ikinci hakka güvenmeyin. Yemeği yedim.Sonra spor salonuna döndük.Yattığım koşu zemininde iki saat uyumuşum.Çok uykusuzdum ve sporda zararını görüyordum. Ara ara koşu yapacak gruplar geldikçe gidip alt katta sert zemine yatıp uyudum öylece.
Kategoriler
Ivır Zıvır

Çelik Kanatlı Öğrencilerin Yuvası : Hava Harp Okulu -1-

Bu yazıdan sonra serinin ikinci ve üçüncü yazısını da okumayı unutmayın.
2.Seriyi Okumak İçin Tıkla
3.Seriyi Okumak İçin Tıkla
 
Image

Hava Harp Okulu…Belki birçok kişi gibi benim de çocukluktan beri hayallerimi süsleyen, çelik kanatlı kartalların yuvası.Çoğunuz nasıl kazanırım, mülakatları nasıl, okul nasıl merak ediyordur.Ben size mülakatlar esnasında anılarımı anlatmak istiyorum.Bu yazımı tek parça halinde paylaşmayacağım.

Işıklar Askeri Lisesi için çocukken başvurdum.Onun sınavı ayrı hazırlanıyordu ve oradan alım yapıyordu.ALS diye geçer.Fakat sınav normalde girdiğimizden çok daha zordu.Beklediğimden farklı sonuçlandı ve sonuçta o sınavı geçemedim.Nihayetinde başka okula gittim ama içimdeki bu heves asla azalmadı.

Lisedeyken bizim lisemizden mezun olup orada okuyan birisi geldi okulunu anlatmaya.O çocuğu Hava Harp Okulu üniforması ile gördüğüm an içimdeki kıvılcım olağanüstüydü.Şu an bile yazarken aynı heyecanı hissederim.Anlattığı her şeyi ezbere bilsem de bir daha bir daha dinledim.En son sorular sorulduğunda çoğunuzun aklındaki şeyi sordu biri.”Sizin okullarda öğrencilerin sosyal hayatı yokmuş doğru mu?” Harp okulu öğrencisi sordu bizim arkadaşa, “Sen hiç operaya gittin mi? Düzenli olarak tiyatroya gidiyor musun? Bale izledin mi hiç? Bilmem ne yaptın mı, onu ettin mi, şunu yaptın mı? Ben hepsine gittim, devlet harçlığımı da veriyor hafta sonu için.Çıkıp geziyorum yeri geliyor.Yurt dışına gidiyoruz bazen dedi.” O gün herhalde o çocuğun yanından ayrılmadım. O üniforma çok özeldi benim için.

Image

Bir gün yine başka bir pilot geldi. Yine okulu anlattı ve ben yine bıkmadan dinledim.Dedi ki, “Babanız milyarder de olsa şu uçağı süremezsiniz. Havacı olmadıkça genelkurmay başkanı da gelse bu uçağı süremez. Bu sadece havacılara özeldir.İşte üç gün sonra uçağımla şu ülkeye gideceğim.Bir hafta orada tatil yapacağım ve devlet bana orada yemem içmem için bir de para verecek. Yeri gelince hiçbir yerde olmayan imkanlarınız oluyor.”

Gerçekten de öyle. Hava Harp Okulu, size sunduğu imkanlar ile bulunmaz nimet. Elbette oldukça zor.Sabah akademik dersler, öğlen askeri eğitim. Lafta değil gerçekten zor. Bunu mülakatlarında az çok hissettim.Ama o gurur o kadar heyecan verici ki hepsine değer gibi hissettim orada.

Üniversite için askeri okullara başvurdum.YGS puanım ikinci aşamaya yani Hava Harp Okulu mülakatlarına fazlasıyla yetti ve gittim.Çok ciddi bir puan istemiyor.YGS ve LYS beraberinde 300 civarı dahi olsa mülakatları geçmek mümkün.

Image

On altı saatlik İstanbul yolculuğu yaptım.Çok az uyudum yol boyunca.Sabah 5’de Hava Harp Okulu’nun kapısındaydım başkaları gibi. 6.30’da bizi içeri aldılar.Okul deniz kenarında kocaman bir arazi. Mülakatlar için hepimizi çağırıp askeri sıraya soktular. Sonra okul binasına giriş yaptık.Ancak birçok bina var üniversitede onu da belirteyim. Sonra belgeler kontrol edildi, düzenlemeler yapıldı.Bir ara kahvaltı yapmak için okul öğrencileri eşliğinde başka bir binaya gittik.Orada o kahvaltı dahi çok özeldi. Türkiye’nin her yerinden gelen gençler bir gün o okulda can ciğer olacak ve okuyacaklarını ümit ederek hemen samimi oldu.

Sonrasında yine öğrenciler eşliğinde ön sağlık muayenesine götürüldük.Zaten öğrenciler ve komutanlar eşliğinde gidiyoruz her yere. Kafanıza göre gezmeniz pek mümkün değil. Boy kilo oranına ve tansiyona bakılıyor.1.60-1.90 boy gerek.Kilo ne çok az ne çok fazla.Tansiyon kontrol ediliyor.Daha sonra göz,diş sağlığı ve diğer şeylere bakılıyor. Göz ve diş sağlığında elenen çok fazlaydı.Diş ne alaka demeyin oldukça önemseniyor.Gözler ise zaten çok önemli.Kartal bakışlı olmanız isteniyor.Neyse ki tüm bunları gayet hızlı geçtim.Sadece boy için bile elenenler vardı elbette. Şu var, boy, kilo ve tansiyon haricinde sağlık sonucuna itiraz hakkınız var. Bu durumda diğer doktor belgeye bakıyor ve tekrar sizi inceliyor.O onay verirse ön sağlığı itiraz hakkı sayesinde geçebiliyorsunuz.O da onaylamazsa sabah erkenden elenmiş oluyorsunuz.

Kategoriler
Android

Pokemon GO Zıkkımı

Image
Çocukken zevkle izlediğimiz çizgi film hepinizin hatrında olsa gerek. O cipslerden çıkan pokemon tasolarını falan hatırlıyorsunuzdur. Tüm bunları maziye güzel anılarla gömmüşken Nintendo tekrar anılarımızı hortlatmayı başardı. Siz de aynı şeyi yaşamışsınızdır, nereye dönsek pokemon.Kafamızı nereye çevirsek aynı muhabbet. Dedim neymiş bu pokemon muhabbeti bir araştırayım.
Ünlü oyun geliştiricisi firma Nintendo, inat etti, ben mobil oyun yapmam dedi. Bu büyük pazara girmedi. Ancak artık kazançları düşmeye başlayınca bu mobil oyun pazarının büyüklüğünü gördüler ve gaza gelen Japon herifler patadan bir oyun ile karşımıza çıkıverdi. Ama şirketin değerini de ikiye katladılar sonuçta.Şimdi oyunu biliyorsunuz, yolda sokakta gezerken sanal gerçeklik teknolojisi sayesinde sağda solda, artık haritanın neresinde varsa orasına gidip pokemonları bulup üstüne poke topu sallıyorsunuz sonra da onları tavuk dövüşü gibi kapıştırıyorsunuz. Mantık bunun üzerine kurulu.

Image

Ancak çıkışından beri öyle bir tuttu ki oyun, herkes elinde telefon düştü yollara.Be kardeşim sen düz yolda yürüyemiyorsun telefon ekranına bakarak yürümek nedir? Neymiş? Sosyalleşiyormuş, yürüyüş oluyormuş. Sosyalliği de sanal. Pokemon ararken ceset bulanı mı dersiniz, başkasının tarlasına, bağına bahçesine girip vurulanı mı dersiniz, polis aracına çarpanı mı dersiniz…Her halt geldi başımıza.Adam dünya turuna çıkıyor tüm pokemonları toplamak için siz düşünün.

Peki ama bu olayın devamı ne? Daha nereye gidebilir? Hemen pokestop diye bir şey türettiler.Orada toplanıyor mllet.Oraya çok pokemon geliyormuş…

Şimdi, bu işin farklı boyutundan bakıyorum ben. Yarın bir gün bir festival var. Festival için pokemon go yapımcıları ile anlaşılsa, o festival alanına pokemonların alayını toplasa ne olur? Millet o festivale depar atar. Ya da daha ilerisini düşünelim. Malum dünya karışık.Yarın bir gün herkesi sokaklara dökseler? Hadi canım demeyin oyunun müptelaları sokağa dökülmezse bir şey bilmiyorum.

Image

Bence oyunun bir de böyle bir potansiyeli var.İnsanları kasten bir yerde toplayabilir.İyi amaçla olabilir, reklam amaçlı olabilir, çok daha kötü amaçlar için olabilir…Bu aslında tamamen oyun şirketinin şeytanlığına kalmış.Şahsen ben oyuna uyuz oldum.Kıllandım abi. Ancak bu oyunun çok fazla oynanacağı gerçeğini de değiştirmiyor.

 
Kategoriler
Ivır Zıvır

Güneydoğu’ya Mektup

Cesareti yıldızlar kadar çok olan yiğit kahramanlar;
Tarihe bir kez daha altın harflerle yazılacak olan şanlı Kürşad’ın ordusu.Semalarda, en yücelerde şerefle dalgalanan Ay Yıldızlı bayrağıma kızıl rengini vermekten bir an dahi vazgeçmeyecek kutlu insanlar selam olsun her birinize…
ImageSizlerin bir damla alın terinize bin kurban olacak olan ben, sizin, benim üzerimde olan hakkınızın karşılığını verememekten utanıyorum.Fakat sizlerin, siz meleklerin yer yüzünde şekil bulmuş koca yüreklerin sayesinde okurken, hiç değilse ilim savaşımı en güzel şekilde vermeye çalışıyorum.Sizlerin bana verdiği cesaretle elimden geleni ardıma koymuyorum.Bana sağladığınız özgürlük için hepinize minnettarım.Siz varken korkmuyorum hiçbir şeyden.Korkmuyorum gelecekten.Aydınlık geleceğimde güneş hiç batmayacak.Kim bilir belki aynı şehirlere, sokaklara bir gün ben geleceğim.Başka gençlerin güneşi batmasın diye sizin gibi kanımı dökeceğim toprağa.Geleceğimiz aydın olacak inanın.Ben silah tutmak yerine kalem tutmak için geleceğim o topraklara.

Ve o zaman çocuklarıma,torunlarıma anlatacağım kahramanlık hikayelerinizi.”Bu topraklara deccal, üç beş iti musallat etti.Yüreği vatan sevgisiyle dolu o yiğitler çarpıştı diyeceğim.Emin olun onlar da anlatacak çocuklarına.Anlatacak sizin maddiyatı aşıp kutsallığa ulaşan hikayelerinizi.İsimleriniz hafızamızda olmayacak belki ama kıyamet vaktine kadar anılacak adınız bu topraklarda.
Mektubumu insanlardan sakladığım fakat sizin yüreklerinize köprü kuran gözyaşlarımla sonlandırıyorum.

Ben,biz, tüm Türkiye, sayamayacağınız kadar insan sizin yanınızda.Siz, isimsiz kahramanlar her zaman yüreklerimizin en kıymetli köşelerindesiniz…

 

Kategoriler
Ivır Zıvır

Olağanüstü Bir Ekip : EDELKRONE (#BaşkaBirŞey)

Bir ofis düşünün.Yarınları tasarlıyorsunuz.Disiplin ile çalışıyorsunuz fakat işe gitme saatinizi kendiniz belirliyorsunuz. Gitmediğinizde kimse ne yapıyorsun sen neden işe gelmedin demiyor. Maaşınızı kendiniz belirliyorsunuz, yetki sistemi yok, işe alınacakları da siz seçiyorsunuz. Hayır patron değilsiniz. Ve evet patronsunuz.

Benim kronik biçimde takıldığım ve hayran kaldığım, hayallerimi benden önce gerçekleştirdiği için de bir parça kızdığım bir ekip ile tanıştıracağım sizi, EDELKRONE.Bir inasn bir şirkete aşık olabilir mi? Ben oldum. Bundan eminim.Heyecan vericiydi.

Başka Bir Şey Giriş

Bu ekip ile ilgili bir yazı hazırladık dergiye.Birkaç saat sonra dergi de çıkacak fakat ben bir istisna yapıp bu yazıyı erken paylaşacağım. Ayrıca videoları da ekleyeceğim. Ancak elde sadece ilk beş bölüm var. Kalanların hepsini piyasadan kaldırmışlar. Bana kalırsa projelerinin çalınmasına sebep olduğu için kaldırdılar. Ancak bu sadece bir teori.Hiçbir fikrim yok haricinde.

Kadir beyin telefon numarasını buldum ve aramak, Ankara’ya gittiğimde görüşmek istiyorum. Umarım tüm soruları da rahatça sorarız.

Kadir Köymen

Maalesef bu ekip Başka Bir Şey isimli internette olay olan projeyi rafa kaldırdı.Videoları youtube da bulmak mümkün değil.İnstagram hesabı ve bloglarını da kapattılar.Periscope yayını yapmaz oldular. Yazımın sonunda da demiştim umarım tekrar dönerler.

Muhtemeldir ki teknoloji ile sıkı fıkı olanlarınızın çoğunun gelecek hayalleri var. Silikon Vadisi’nde yer almak, Google’da çalışmak; kendi işinin patronu olmak belki… Benim de var elbette. Ben, hiyerarşik düzenin olmadığı, gerektiğinde kendi işim olmasına rağmen beceremiyorsam beni saf dışı bırakan, özgür, imkansız tanımayan , yenilikçi bir ekip hayal ettim daima. Ancak bu hayallerimi dünyanın öbür ucunda bile yana yana arayıp bulamazken, burnumun ucunda buldum. Ankara’da.

 EDELKRONE ekibi ‘Tomorrow’ yani yarın ofisinde harikalar yaratıyor ve çok eğleniyor. Bu şahane ekip acayip buluşlar yaparken, ofiste basketbol oynuyor, geceleri diskoya çevirdikleri ofiste hunharca eğleniyor. Bu eğlencelerini Periscope’da yayınlıyorlar, video çekip YouTube’da yayınlıyorlar. Hatta yaptıkları ufak robot ve mobil uygulama ile telefonunuzdan o robota bağlanarak bu eğlenceye sizin de dahil olmanızı istiyorlar.

Edelkrone ofisi

Yahu ne bicim ekip, bunlar hep alemlere mi akıyor? Elbette hayır. Eğlenceleri kadar yaptıkları ile kalite. Kadir ve ekibi, dünya genelinde yaptıkları ilginç projeler ile tanınıyor, Avrupa ve Amerika’da da ofisleri var. Örneğin, bir dumble 5 kilo iken nasıl 10 kilo gibi hissettirir? Ya da trafikte kaldırıma park eden bir ayıya nasıl ulaşıp aklınızdaki ‘naif düşünceleri söyleyebilirsiniz? Peki, evde kimse yok, siz alışveriştesiniz. Evde neler eksik bu nasıl öğrenirsiniz?
 
Bu insanlar, tüm bunlara çok pratik ama harika çözümler bulmuş,hayır bir de üşenmeden Amerika’da fuara katılmışlar. Ama ne olaylar ne olaylar… Aksiyon hiç mi bitmez? Üretmeyi seven, bizleri de üretmenin için teşvik eden bu ekip, harikulade bir video dizisi yayınlamış ki bittiğinde atomu için parçalayacak özgüvenle kalkıyorsunuz koltuğunuzdan. Azım acık, hayranlıkla izlediğim ve biraz da hayallerimi benden önce gerçekleştirdiği için kızdığım bu ekibi, ısrarla, şiddetle, hararetle, inatla takip etmenizi öneriyorum: Bir de blog açmışlar. Her projeyi oradan takip edip öneride bulunmanın mümkün.

https://www.baskabirsey.online/

Bu yazımı yazdıktan sonra bazı gelişmeler oldu. Ekip, üzücü bir karar ile Başka Bir Şey projesini askıya aldı.Youtube ve instagram hesabını kapattı, bloglarından duyuru yayınladı. Ancak hala izlesene.com’dan takip etmek mümkün. Ümit ediyoruz ki bu şahane ekip bizleri bu heyecandan mahrum bırakmayacaktır.Sizler için videoları tek konuda toplayarak konu açacağım yakın zamanda.

Videoların bir kısmı :
Başka Bir Şey – Dailymotion

Kategoriler
İnceleme Teknoloji

Macbook’un Irzına Geçen Seri : Zenbook

Geçen birini gördüm internette, işte dedim ilk görüşte aşk bu olsa gerek. İnceliği, zarifliği, bir o kadar sağlam duruşu, verilen işi sessiz sedasız ve hızlıca yapması beni benden aldı. Yok canım yengeniz den söz etmiyorum. Şu yeni Asus Zenbook 3 var ya onu diyorum.

Elma logolu, zengin işi, burjuva malı, kapitalist düzenin, Amerikan oyunu bir garip elma logolu bilgisayarlara ayar veren Asus serisine bir yenisini ekliyor.

 11.9 mm İnceliği sessiz olan laptop, bıçak kadar ince olacak sonraki modelinde herhalde. 910 gram ağırlığında olan laptop “Yanlışlıkla üstüne oturur, tepik atarım, elim, kolum çarpar.” diye telaş etmeyin. Met al tasarımlı, çok şık renk çeşitleri ile birlikte, kırılma ve darbelere karşı Gorilla Glass 4 ile kaplandı. 9 saat pil ömrü var. Üstelik çok da hızlı şarj oluyor. İnternet core i5 veya i7 işlemci seçenekleri var. 1TB’ye kadar SSD disk ve 16GB‘a kadar ram imkanı sunuyor ki bu da fişek gibi hızlı demek bizim Adana’daki tabirle.Image
Parmak izi koruması da mevcut. Bir de fan bulundurmuyor. Sıvı soğutucu kullanılmış. Adamlar elinizi koyduğunuz yerin ısısını kadar hesap etmiş.
E şimdi Macbook’tan daha ince, hafif, hızlı ve net olan bu seri, elmasever teknoloji kurtlarını kıskandırmaz mı? Evet ben Apple ürünlerini hiçbir zaman sevemedim ama şu bir gerçek ki, Zenbook serisi her türlü Macbook’tan bir adım önde.Fiyatı bir laptop için abartı gelebilir fakat bu gerçekten fiyatını fazlasıyla hak ediyor emin olun. Özelliklerine göre 999$,1499$ ve 1999$‘a satılan bu seriden bir tane de ben almayı planlıyorum. Evet, aşık oldum galiba.
Kategoriler
Teknoloji

Sokak Lambalarını Kapatma “HACKLEME”

Image

Sabahın köründe fizik dersindeyim… Hocamız sokak lambaları diyotlarla çalışır dedi. Uykulu saksı bi anda çalışmaya başladı. Şimdi diyot varsa, sensör var.Sensör varsa, ben bu sensörü bozarım.

Başladım araştırmaya internetten.

 
 

Sokak lambaları nasıl çalışır? 

Hocanın şöyle bir eksiği varmış.Sokak lambaları diyotlarla değil LDR ile çalışırmış.E LDR de olsa çok fark etmiyor.

Peki ne bu LDR denen şey?

LDR ışığa duyarlı sensör. Şimdi, bir elektrik devresi düşünün.Buna ışık gelince çalışmaya başlıyor.Işık kesilince devre duruyor.

Image

Sokak lambalarında tam aksi uygulanmakta. Gün ışığı LDR’li sisteme vurunca sokak lambaları sönüyor.Akşam hava kararınca ve ışık kesilince devre çalışıyor, sokak lambaları yanıyor.

Örnek video aşağıda :

Peki biz bu sensöre ışık tutsak sönmez mi geceleri? Sönecektir.Peki ne kadar ışık gerekir? Onu da araştırdım.Sıradan bir el feneri sensöre direk tutulduğunda yeterli olacaktır.Feneri çekene kadar sokak lambaları kapanacaktır.

Eee peki bu sensörler nerde? 

Şu anda bu noktayı araştırıyorum.Konuyu tamamen aydınlattığımda konuya da dahil edeceğim. Bazıları diyor ki lambanın en tepesinde.Her lamba bağımsız. Bazıları da diyor ki her sokaktaki lambalar tek sensöre bağlı. (Ki bu daha mantıklı) O sensöre ne gelirse tüm sokağı etkiliyor.

Mantıken sensör nerde olur? 

Ağaç, bina gibi zımbırtılardan aşırı etkilenmeyecek, sabah güneşini direk alan yüksek yerlerde olacaktır.

Şunu belirtmek isterim, ben elektronik falan görmedim. Çok derin bilgim yok. Onun için konuda hatalar olabilir.Şimdilik hipotez boyutunda. Fakat sistem doğruysa, bu olay bu kadar… (ki doğru diyor sorduğum fizikçi ve elektirikçiler)
Konu sizlerin de eklemelerine açık.Tartışabiliriz…

 

Kategoriler
Android

Android Telefon İçin 10 Tüyo

1-) Güvenlik Modu

Image


Güvenli modu aktif hale getirerek telefonunuzdaki gereksiz uygulamaları devre dışı bırakabilirsiniz.Bu sayede daha stabil çalışan bir cihaza sahip olacaksınız. Telefonunuz ilk günkü gibi sıfır hali ile karşınızda olacak diyebiliriz.

 

 

2-) Önbellek temizleme

Image

 Çok kişi telefonunda yer sıkıntısı çekiyor.Sürekli bir şeyler silmek zorunda kalıyor. Fakat önbellekteki gereksiz birikmeyi ve diğer dosyaları temizlemeniz size ciddi anlamda yer açacaktır.Ancak bazı uygulamalardaki basit verilerin silinmesine neden olabilir.Bunları seçmek de sizin elinizde silerken.



3-) Misafir Modu

Image


Bu mod adından da anlaşılacağı gibi birisi telefonunuza bakmak istediğinde ya da kısa bir süre kullanmak istediğinde tüm kişisel bilgileriniz gizli bir biçimde telefonu teslim etmenize yarıyor. Sadece sizin belirlediğiniz uygulamalara erişebiliyor ikinci kullanıcılar.

4-) Geliştirici Seçenekler
Image

Bu seçeneklerle android sisteminizde birkaç değişiklik yapabileceksiniz.Hata raporlarının günlük kaydını alabilirsiniz, imlecinizi görünür hale getirebilirsiniz, dokunulan yerin koordinatını alabilirsiniz ve birçok işlemde değişiklik yapabilirsiniz.

Geliştirici seçenekleri menüsünün aktif edilmesi oldukça basit. Telefonunuzdan sırasıyla Ayarlar > Hakkında bölümüne girin. Burada Yapı Numarası (build number) seçeneğini göreceksiniz. Üzerine 5 kere parmağınızla basın. İkinci tıklamada geliştirici seçeneklerinin aktif olmasına kaç basmanın kaldığını gösterecektir. Bu işlem sonucu Geliştirici Seçenekleri telefonunuzun Ayarlar menüsünde gözüküyor olacaktır.

5-) Uçak Modu

Image

Uçak modu ile telefonunuzun şebekesi ile olan bağlantısını kesersiniz.Bu durumda mobil veri çalışmayacak, mesaj alış verişi yapılmayacak ve arama yapamayacaksınız.Sizi arayanlar telefonunuz kapalı sanacak haliyle. İhtiyacınız olmadığı durumlarda telefonunuzu uçak moduna çekerseniz telefonunuzun bataryası daha uzun süre dayanacaktır.Yani yana yana şarj aleti aramaktan kurtulacaksınız.







 

6-) Veri Kullanımını sınırla
 Image

Eyvah kotayı aştım, fatura çok fena gelecek derdine deva olacak ufak bir çözümümüz var.Telefonunuzun ayarlarından kullandığınız mobil veriyi sınırlandırabilirsiniz. Örneğin 4GB veri kullanımından sonra veri kullanımının otomatik kapatılmasını ayarlayabilirsiniz.Ayrıca Öncesinde bir uyarı kotası belirlemek de mümkün.

7-) Harflerin üzerinde parmağınızı gezdirerek metin yazabilirsiniz.
Image

Çok daha hızlı ve pratik bir şekilde android klavyenizi kullanabilirsiniz.Her tuşa tek tek basmaktansa parmağınızı gezdirerek yazmak hem daha eğlenceli hem de daha hızlı olacaktır. Ancak bu her telefonda olmayan bir özellik. Bunun için SwiftKey, Google Keyboard gibi bu özelliğe sahip uygulamalar indirebilirsiniz.

8 -) Yüz tanıma kilidi ve diğerleri

Image

Telefonunuza sayılarla, desenlerle şifre koyuyorsunuzdur çoğunuz mutlaka.Fakat bunun daha pratik yolları da var. Kimi cihazların mümkün kıldığı parmak izi, kimisinin yüz tarama özelliği kolaylık sağlayabiliyor bizlere. Bunların haricinde Başka seçenekler de mevcut.

Örneğin güvenilen cihazlar seçebilirsiniz. Bluetooth ile güvenilir cihaza bağlandığınız anda size herhangi bir şifre sormayacaktır telefonunuz.

Ya da güvenilen yerler belirleyerek o konumlarda cihazınızın şifre istememesini sağlayabilirsiniz.Evinizde iken zırt pırt şifre girmek mecburiyetinde kalmazsınız mesela.

Bir diğer seçenek ise Google’ın geliştirmeye devam ettiği güvenilen ses seçeneği.

Son seçeneğimiz telefonunuz elinizde iken telefonu kilitlediniz.Daha sonra tekrar kullanıma geçtiğinizde şifre sormayacaktır. Fakat bir masaya koyduğunuzda tekrar şifre aktif hale gelecektir.

9-)Ekrana bakarken telefonun aktif olmasını sağlayın

Image

Bu özellik ise yalnızca Samsung’da bulunuyor şu anda. Siz ekrana bakarken, ekranla temasınız olmasa dahi kilidin devreye girmemesini sağlıyor, ekran daima açık kalıyor.

10-)Avcunuzu kullanarak telefonunuzu sessize alın ya da Screenshot alın
Image

Bu pratik sistem de sadece Samsung cihazlarda mevcut. Telefon çalarken avucunuz ile ekran üstünden hafifçe geçerseniz sessize geçiyor.Ekran açıkken sıradan bir durumda da ekran görüntüsü almanızı sağlıyor aynı hareket.